Şüphesiz her kadın için en özel dönemlerden biride gebelik sürecidir. Hem bebeğine kavuşma telaşı, hem onu kanıyla canıyla içerisinde sağlıkla büyütme kaygısı, hem değişen hormonal yapısı ile keyifli ama bir o kadarda kaygılı ve korkutucu bir süreçtir. Hamilelik süresince rastlanan en büyük 5 sorunu incelemek istedik. Özellikle gebelikte ortaya çıkan bu sorunların başında kanama, bulantılar, diyabet, tiroit ve yüksek tansiyon gelmektedir. İhmal edilmesi hem anne hem bebek açısından hayati riskler taşımaktadır.
Çağımızda evlilik yaşının yükselmesi, anne yaşının ertelenmesi gibi hamileliği zorlaştıran etkenlerden biri de yaş problemidir. Riskler annenin yaşıyla paralel artmaktadır. Hamilelik planlanan bir süreçte geldiyse hazırlık aşamasında kullanılan folik asit doğumsal nöral tüp defekti riskini düşürmektedir. İleri yaşlardaki anne ve bebek takiplerinin yakından takip edilmesi de alınacak en iyi önlemler arasındadır. Bunlara rağmen açığa çıkacak en önemli sorunları şöyle inceleyebiliriz.
1- Erken Dönem Kanamaları
Gebeliğin ilk evrelerinde rahim duvarlarının genişlemesi esnasında damarların açılmasına bağlı kanamalar meydana gelmesi normal olarak değerlendirile bilinir. Hatta ilk 3 ay bu süreç normal kabul edilip düşük riski görülmemektedir. Bu belirtilerle yaşanan düşüklerinde %15 oranını geçmediği görülmektedir.
2- Bulantı ve Kusmalar
Hamileliğin ilk belirtilerinden olan bulantı ve kusma ilk 3 ay hemen hemen her anne adayında gözlemlenmektedir. Bu süreçte en önemli şey annenin yeteri kadar beslenememesi sorunudur. Progesteron hormonunun artışının da sebep olduğu bu durumda annenin idrarı incelenmektedir. Bulantı ve kusmalar için hap tedavisi de uygulanabilir. İdrar da rastlanan keton cisimciği adı verilen madde bulunması halinde anne derhal hastaneye yatırılıp tedavi görmeye başlamalıdır. Burada karşımıza çıkan şey annenin yeteri kadar sağlıklı beslenememesinden, karaciğerin yakıt olarak keton kullanmaya başlamasıdır. Bu bebeğe nörolojik zararlar vereceğinden tedaviye serumlar ve ilaçlarla destek sağlanmalıdır. Diyetisyen iş birliği ile aşırı bulantı ve kusma programlı diyete başlanmaktadır. Bazı özel durumlar dışında 12. Haftada bulantıların ve kusmaların sonu gelmektedir.
3- Tiroit
Hamilelikte ortaya çıkan bir diğer sorunda tiroit bezlerinin çalışmasında ki dengesizliktir. Az ya çok çalışması anne ve bebeği olumsuz etkilemektedir. Düşüklerin görüleceği bu oran sorununda, bazen gebelik devam etse de büyüme ve gelişme geriliğine rastlanabilmektedir. Tiroit çalışma düzeni TSH denilen testlerle gözlemleyip takibe almalıdır. İlaç ile tedavisi yapılarak değerler kontrol altına alınmaya çalışılır. Takip boyunca orana göre ilaç düzeni değiştirilebilir. Doktorun kontrolünde ilerlemek en güzel sonucu getirecektir.
4- Diyabet
Anne adayının gebelik süresinden önceki diyabet hikayesi, olayın gidişatını etkilemektedir. Anne zaten diyabetik ve insülin kullanıyorsa gebelik öncesinde tüm değerleri kontrol altına alınmadır. Bu gebelik ve doğum esnasında oluşması muhtemel birçok sorunu da ortadan kaldıracaktır. Şeker oranının yüksek olması bebeğin kilo alımının fazla olmasına dolayısıyla zor doğuma ve hatta bebekte anomalilere sebep olabilir.
Anne adayının diyabetik bir sorunu yoksa ve hamilelikte bu sorun teşhis edildiyse buna ‘Gestasyonel Diyabet’ denilmektedir. Gebeliğe bağlı diyabet sorunu yaşanması halidir. Hamileliğin 24-26.haftaları arasında yapılan şeker yüklemesinin amacı da bu sorunun yaşanması halinde alınacak tedbirlerin önemini vurgulamaktır. Yüksek ya da düşük çıkma sorununda anneye diyet programı hazırlanarak durum kontrol altına alınmaya çabalanmaktadır. Diyetin yetersiz olduğu durumlarda insülin tedavisi kaçınılmaz olmaktadır. Anne de diyabete yatkınlığın bir göstergesidir. Gebelik sonrası buna da dikkat edilmelidir.
5- Yüksek Tansiyon
Yüksek tansiyon gebelik öncesi ya da sonrası fark etmeden kontrol altında tutulması zorunlu bir problemdir. Anne ve bebek büyük risk altında bulunmaktadır. Hamileliğin son 3 ayında bu problem gelişebilmektedir. Bu durum gebelik zehirlenmesi adı verilen problemi de beraberinde getirmektedir. Tansiyon yükselmesi dışında idrarda albümin ve vücutta ödemler görülmektedir. Karaciğer enzimi yükseleceği için böbrek yetersizliği ortaya çıkabilir. Epileptik nöbetlere gelen eklampsi bebeğe oksijen gitmediği için bebek kaybedilebilir veya erken doğumla sonuçlanabilir. Plasenta adı verilen bebeğin eşi erken yaşlanıp, damar kireçlenmesi ve yapısal bozukluktan ötürü büyüme gelişmede gerilikler gözlemlenebilmektedir. Doktor takibi burada çok önemlidir erken doğuma karar verilebilmektedir.